YAKAN KIŞ 6
Mucizeler kısa sürermiş. Bu sözlerle açmıştı oğlan yeni güne gözlerini. Kız erken kalkmasına rağmen mesaj atmamıştı. Oğlanın tecrübelerine göre, ilgi duyduğun birisi ile sürekli iletişimde kalma arzusu içinde olmak icap ederdi. Keza kendisi o durumda olduğu için beklemeden yazdı kıza.
Gülümseme ile başlayan günleri müthiş sohbetlerle uzadıkça uzadı.
Mutlu ve devamlılık arz eden birçok şey konuştular. Ne zaman boşanmış olmalarından tutun kedilerinin hallerine kadar. Hatta bu muhabbet sırasında oğlan kızın el aletleri kullanmak konusunda ne kadar yetenekli olduğunu öğrendiğinde bir hayli şaşırmıştı. Adeta on parmağında on marifet bir kızla konuşuyordu. İster istemez hayallere dalıyordu oğlan ve gözlerine bakmak, sinyali aldığı vakit açılmak istiyordu. Kahve sözünü hatırlattı küçük bir laf sokma eşliğinde. Kız gülümsemekle yetindi.
Neden dışarda görüşmek istemiyor ki?
Oğlan boynunu bükmüştü ister istemez. Bir süre sonra çevrimiçi toplantıya katıldıklarında oğlan yine kıza bakmaya başladığını fark etti. Görüşme sırasında birbirleriyle sohbet edip kahkahalar atıyorlardı. Günleri, geceleri mükemmel geçiyordu. Kız oğlanın hayat hikâyelerini dinlemek istiyor, oğlan sadece özet geçiyordu.
'Yüz yüze konuşulacak şeyler bunlar' diyordu kendi kendine.
Muhabbetlerine bir süre daha devam ederken, iyiden iyiye birbirlerini tanıdılar ve mutlu bir şekilde geceyi sonlandırdılar.
'Mucize devam ediyor' Bu, oğlanın gözlerini kapatırken kullandığı son cümle olmuştu.
Mutluluk ile kapanan gözler aynı şekilde açıldı. Sanki hiç vakit geçmemiş gibi kaldığı yerden devam ediyordu her şey. Telefonuna uzandı oğlan, hiç mesaj yoktu.
'Mucizeler neden kalıcı olamıyor?' diyen oğlanın canı sıkıldı bu duruma, kıza aşikâr etmeliydi bu vaziyeti.
Oğlanın edebi bir dille laf sokması için mükemmel bir zamanlamaydı.
Buraya kadar her şey iyi giderken oğlan hiç âdeti olmayan bir şey yaptı ve abarttı.
Aldığı tepki oğlanda soğuk duş etkisi yaratmıştı. Gelen mesaja baka kalmış, tepki veremiyordu. Kendine geldiğinde, gerginlik olmasına fırsat vermemesi gerektiğini idrak etti.
Artık nefesini tutmuş, kızın tepkisini heyecanla bekliyordu oğlan.
Hayır bu yetmezdi konuyu değiştirmeliydi bir an önce.
Oğlan 'iyi kıvırdım valla' diyeceği yerde abartmaya devam etti, yine bir laf soktu kıza.
Kendi kaşınıyordu tepki almak için. Pişman olacağı hareketlerden uzak dururken ne yapıyordu böyle?
Beklediğinden çok daha farklı bir tepki ile karşılaşan oğlan derin bir nefes aldı. Abartıdan nefret eden bir adam, neden abartırdı ki laf sokmayı? Kendine kızıyordu, kıza yanlış bir izlenim vermek istemiyordu. Eli ayağı birbirine dolanmıştı artık. Soğuk kanlılığından eser kalmamıştı kızın karşısında.
Kızla maşallah hiç gerginlik yaşamamışlardı onca zamandır. Hiç de niyeti yoktu oğlanın. Onunla gülmeyi iyi beceriyordu ve bu yönde ilerlemek için tüm hünerlerini sergilemeye hazırdı.
Hmm oğlan sever alemleri konuşmayı.
Oğlan bu soruya cevap vermese olmazdı.
Oğlanda bu halden çok memnundu. Kızın güneşi bile kıskandıracak gülüşleri canlandı gözlerinde. Onu görmek istedi bir an önce. Lakin kız bir türlü buluşma işini planlamıyordu. Sözünde durmuyordu. Oğlan ısrarcı olmamak adına bir kez daha gündeme getirmedi. Bunun yerine şirketin planladığı yıl başı eğlencesine gelip gelmeyeceğini sordu.
Şeytanın işi ne? Elbet bulandıracaktı sevdalı gir gönlü. Oğlanın beyninde şimşekler çakmaya başladı. Neden her davetinde bir bilinmezlik hüküm sürüyordu? Bu durumun üstesinden gelmeliydi artık.
'Özledim seni, yeter artık görüşelim' demek dışında her şeyi yapıyordu oğlan.
Kız yılbaşı partisine geleceğini söylediğinde oğlan hayallere dalmıştı bile. Kızdan gördüğü en ufak harekette mutluluğu kucaklıyordu. 'Bu aşk değil de ne?'
'Hayır, aşk karşılıklı olmadıkça acıdan başka bir şey değil. Önce bir konuş, sonra karar ver aşk mıdır ne kaybanadır bu duygunun adı.'
İlerleye saatlerde ofislerindeki toplantıya gittiler. Oğlan inanılmaz heyecanlıydı kızı göreceği için.
Merdivenleri çıkarken her basamak kalbiyle ritim tutar gibi ahenkle titreşiyorken yüzü alev alacak gibi yanıyordu heyecandan.
'Şunca sohbetin ardından artık daha yakınız, el sıkışmak yerine sarılırız' diye geçiriyordu oğlan içinden. Ofise gelen ve ceketini çıkartan oğlan bu esnada, loş ışıkta tek başına oturan kız ile göz göze geldi. Sırtından aşağı soğuk terler akmaya başladı sanki. Hiç heyecan yapmayan sakin kalmayı beceren o adama ne olmuştu öyle. 'Oooo kimleri görüyorum' dedi montunu çıkartmakla uğraşırken. Direk kollarını açıp sarılmaya yeltenecekti oğlan. Fakat kız direk elini uzattı. Ceketinden kurtulan oğlan, havada kalan eli sıkmak zorunda kaldı.
Kız ayağa bile kalkmamıştı. Oturduğu yerden uzattı elini.
'Yine hayaller yüzmeye başladı. Boğulmasak bari.'
Kız çantasını dahi kaldırmadı. Belli ki yanında oturmasını istemiyordu. Oğlan hüsran ile ceketini ön koltuğa koydu ve kızın iki koltuk yanında oturdu. Biraz üzgün biraz şakın halde sohbet etmeye başladılar. Oğlan kızın ilgilendiği bir şeyi telefonundan kıza gösterebilmek adına oturdu yanında. Sonra koltuğuna geri döndü. Kız çantasını ısrarla kaldırmıyordu. Aynı hamleyi bir daha yaptı oğlan. Belki kız ağır başlılığı yüzünden böyle davranıyordu, çünkü mesajlaştığı insan çok neşeliyken, yanında oturan insan çok daha mesafeli duruyordu. Bu değişken tavırlar oğlanın moralini bozmuştu. Samimiyeti seviyeli bir sohbete hatta sadece iş muhabbetine taşımaya yeltendi.
Hadi balkona çıkalım dedi kız. Oğlan bu teklifi reddedemezdi. balkonca uzun uzun sohbet ettiler. Kışın soğuğundan etkilenmiyordu hiç oğlan. Tek düşündüğü kışını yaza çeviren o mimiklere bir ömür hayran hayran bakabilmekti.
'Ben aşık mı oldum?'
Toplantı başladığı zaman salona geçtiler. Salon iyice dolmuştu artık. Oğlan ceketini aldı ve kendisine yer ararken kız oturmuş elini yan koltuğa koyup bekliyordu. Çantasını kaldırdı oğlanın gözlerine bakarak.
Normalde toplantı sırasında hiç seslerini çıkmayan karakterdeki kız ve oğlan birbirleriyle fısıldaşmaya, gülmeye, muhabbet etmeye başladılar. Oğlan kıza nazaran biraz daha atikti. Oğlan kızın kendini geliştirmesi gerektiğini söylüyor kız ise daha zamanı var heyecan yaparım ben diyordu. Bu sırada elini yüzüne getiren oğlanın eline atladı kız. Oğlan şaşkınlıkla bakarken kız gülmeye başladı kendi kendine. Neler olduğunu anlamaya çalışan oğlana kız 'beni konuşturtacaksın sahnede sandım' diye cevap verdi, sessiz kahkahalar eşliğinde.
Beraber iyi eğlendiler o gün orada. Toplantıları zaten çok eğlenceliyi ama o gün çok daha farklı bir mutlulukları vardı. Kızı arabasına kadar geçirdi oğlan. Kız ısrarla 'üşüme git sen' dese de oğlan bunu asla yapmazdı. Kızın sigarasını bitirmesini, sonra da arabaya binmesini bekleyen oğlan bir yandan da hayal kuruyordu.
'Sarılıp vedalaşır sonrada kapısını açar, yolcu ederim'
Kız 'hadi görüşürüz' dediği vakit oğlan, 'sen hayal kurma artık, neyi hayat edersen farklı sonuç alıyorsun' dedi kendi kendine.
Hayal kırıklığını kucağına alıp döndü arkasını. Asla böyle bir şey yapmazdı oğlan. Normalde arabası gözden kaybolana kadar beklerdi gidişini. Gördüğü muameleden ötürü vazgeçti.
'Olmaz, o kız sana sadece arkadaş'
Kızın arabası oldukça alçaktı. Adeta yürüyen tecrübe olan oğlan, kız arabasına bindiği an 'kapı sıkışır kapatamaz' diye geçirdi içinden. Vicdanı arkasını dönüp gitmesine, kalbi bu kadar kolay pes etmesine müsaade etmedi. Arabaya döndü yüzünü, kız kapıyı kapatamıyordu. Oğlan arabadan inmeye çalışan kızı tekrar oturttu ve arabayı yandan iterek yükseltti ve kapısını kapattı.
'Pes etme, bak en azından hayal kurduğun şeyin bir kısmını gerçekleştirdin.'
Kıza 'sen şimdi buradan dönmezsin kesin' dedi.
'Yok dönemem ta arka sokaktan manevra yapıyorum' dedi kız.
'Hayatında ben olduğum sürece her şey daha kolay olacak sana, şimdi dediğimi yap ve direksiyonu kırmadan çık yola.'
Kız yola çıktı ama direksiyonu çevirmişti. Kaldırıma sürten tekerlek, oğlanı o bir saniyelik zamanda düşünce diyarına sürüklemişti.
'Seni dinliyor ama bildiğini yapıyor'
'Ben muavinlik yapacağım gel geri' dedi oğlan. Kıza işaret veriyor, kız kendi bildiği gibi dönmeye çalışıyordu. Döndükten sonra güneş patlaması gibi etkileyici ışığını saçtı, kısılan gözlerinin eşlik ettiği gülümsemesiyle birlikte el sallarken ve teşekkür ederken.
'Bu heyecanı yaşamak istiyorum. Bu kızla bir ömür istiyorum.'
Oğlan aldığı sinyalin verdiği karamsarlığı unutmuş, kıza olan ilgisinin kırık bir kalpten ters tepeceğine ve arkadaş kalma olasılıklarının bile düşünülemeyeceği bir girdaba sürüklenmesinden çekinir oldu bir an. Kıza ilgisi var, kızın yanıtının menfi olmasından korkuyor. Ne yapmalıydı?
'Anlatıyorum kendime dinliyorum kendimi. Söylenecek çok şey var, katlanacak yok hal. İyisi mi? Sessizlik!'
Kız ile çok mutlu, güzel vakit geçiriyor, eğleniyor, öğreniyor, saygı görüyorken bunca varlığın rahatlığında neden karamsar? Cevabı alana kadar cevap bulamayacağını biliyordu oğlan.