Filmi bitiren kız mesaj attı.
Neden duygusallığını belli etmişti ki oğlan? Kendi kendine bunun muhasebesini yaparken kızdan cevap aldı.
Kızın başka bir adama ağlamasının üzerinden iki gün geçmemişti henüz. Oğlan ise kendi duygusallığını dile getirerek kıza tekrar ağlamayı hatırlatmış ve bu hatasından ötürü çok pişman olmuştu. Dilini tutmasını bilen birisi olduğu halde kıza karşı çok dürüst ve açık davranıyordu. Kalbini apaçık belli etmeliydi ki görmek istediği değeri sahtekârlıkla elde etmesin. Çünkü ona göre yalan üzerine kurulu bir ilişkinin temelleri çamur üzerine atılmış ve yıkılmaya mahkûmdu. Oğlanın bir yanı, bu melankolik durumdan çıkmak için kızı güldürmeye çalışsa da, bulunduğu durumu kıza aşikâr etmek zorunda hissediyordu kendisini. Çünkü mesajlara cevap verme süresi gittikçe uzamaya başlamıştı.
Kız böyle bu durum karşısında oğlanı teskin etmeye çalıştı ve 'Olsun ağlamak şifadır' diyerek üstü kapalı bir şekilde bunda utanılacak bir şey olmadığını anlatmaya çalıştı.
Kızın tavsiyelerine her daim önem veren oğlan kendini silkelemeye karar verdiyse de, hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyorken bu durumu kıza belli etmeme çabasındaydı. Olayı şakaya vurmayı tercih etti.
Ağlamaktan nefesi kesilen oğlan bu durumu sorgulamaya başladı. Hiç normal değildi çünkü onun için. Ağlayamayan birisi olarak böyle hıçkırıklara boğulmak ve bunları kıza belli etmek garip geliyordu. Kendini açıklama yapmak zorunda hissetmişti.
Kızın bu tepkisi üzerine oğlan iyiden iyiye kendisine kızmaya başladı. Kız, onun yüzünden kendisini suçlu hissetmeye başladığı için, ağlamak yerini kendine öfkelenmeye bırakmıştı oğlan. Kendine saygısı olan oğlan, kızılacak bir duruma düşmemek için çaba gösteren birisiyken nasıl olur da kendine kızar olmuştu bir anda? Hemen kızın gönlünü alma çabalarına girişti, birazda otoriter oldu çünkü kendi suçunu üstlenmeye çalışmasına müsaade edemezdi.
Oğlanın beyni tam gaz düşünmeye başladı. Ağladığı için mutlu olma sebebi neydi? Acaba kıza karşı duygularının olması olabilir mi? Ya da kız ile sadece arkadaş kalabilme ihtimalinin olduğu gerçeği mi? Bunlar mı sebepti bu ağlamaya? Ama neden bu kadar şiddetli bir şekilde dışa vuruş olur ki? 'Ne çok soru var' diyordu oğlan kendi kendine. Her şeyin cevabının zamanda olduğunu bilecek kadar mantıklıydı, neden bu kadar kısa bir süreye sıkıştırıp duygusallığa kapılıyordu ki? Yine soru, yine soru... dedi ve bıraktı düşünmeyi. Ve tüm çelişkilere rağmen kısaca cevap verdi kıza. 'Belki de öyle'
Kız artık yatması gerektiğini, erken saatte kalkacağını söyledi oğlana. Lakin bilmiyordu ki oğlanın içinde dışa vurulmak için bir biriyle kapışan ne çok cümleler vardı.
'Ne yapalım, yat artık. Zaman yetmez oldu bize.' Diyebilmişti oğlan farkında olmadan. Yine kendini açık ediyordu ister istemez. Kız 05:30 da kalkması gerektiğini söyleyerek oğlanın durumu anlamasını umuyordu. Oğlan empati yeteneği olan birisiydi fakat gönlü yine de savaşıyordu kelimelere. Kızdan son bir konuda anlaşmak için müsaade istedi. Kız esprili bir dille 'Buyurun' dedi.
Tüm bunları söylemek oğlan için çok önemli gelmişti. Kızın karşısında güçlü bir karakter olarak durabildiğini aynı zamanda ağlamanın utanılmayacak bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Kızın bu cümlelere karşı vereceği tepkiyi tahmin etmesine rağmen üstüne basa basa anlatmak istemişti oğlan kendini.
Tam olarak bu tepkiyi alacağını biliyordu oğlan. Kızı iyice tanıdığını düşünüyordu. Ve anın heyecanına kapılıp bunu sesli bir şekilde dile getirdi.
Bu söz öylesine anlamlıydı ki, kelimeler ağırlığının farkında değildi, yeterince anlatamıyordu verilmesi istenilen duyguyu. Oğlan bu sözleri sesli bir şekilde, tüm kalbi ile söylemiş olsa da yazıya döküldüğünde bütün anlamını yitirmişti. Ayrıca kızı gerçekten tanıyordu ve bu cümleye bir tepkisi olacağını biliyordu. Bu yüzden ikinci bir cümle yazdı.
Yeterince hızlı toparlayamamıştı oğlan, kız tepkisini vermişti.
İlk tanımak ama bak :) diye düzelten oğlan başladı anlatmaya. Kıza bir kaç kelime ile anlatsa da gönlünden geçenleri elbette aktaramamıştı. Şirketin bunları gönderdiği seminerdeki boş vakitlerinde, kızın oğlu ile arasında geçen iletişime hayran kalmıştı. Sevecen ve otoriter. Oğlan kıza bu kadarını anlatmıştı ama o an oğlanın kıza gönlünü kaptırdığı andı. Çok farklı şeyler görüyordu baktığı yerde. Kız oğlunun üstüne titriyor ama bunu belli etmiyor. Kendisi bile saygılı ve arkadaşça yaklaşıyorken şımartmamak adına her şeye hemen evet demiyor 'sonra tekrar konuşuruz' diye düşünme fırsatı tanıyordu.
Oğlan o güne kadar sert, mesafeli, ağır başlı bir karakter olarak gördüğü kızın ardını görmüştü.
Kız 'Tamam' dedi gülerek. Ve oğlan içini dökmeye başladı.
Neler oluyordu böyle? Oğlan içini boşaltmıştı sanki yazılara. Resmen açılıyordu. Öyle kaptırmıştı ki kendisini, cümlelerdeki çarpıklığın farkında bile değildi. Böyle olmamalıydı, kız başka birinden aşk acısı çekiyorken oğlanın yara bandı olmaya niyeti yoktu. Ki zaten bu durumdaki birinin olumlu cevap vermeyeceğini inanıyordu. Kıvırmalı, konuyu değiştirmeliydi bir an önce.
Konuyu değiştirmek isteyen oğlan esprili bir yaklaşımda bulundu. Ve kızın dikkatini dağıtmak için farklı bir konu açtı.
Kızın gönderdiği yazı karşısında nutku tutulan oğlan yine kalbiyle konuşmaya başlamıştı, düşünmeye fırsat olmadan dile dökmüştü içini.
Birbirlerine iyi geceler dedikten sonra oğlan şaşkın bir şekilde yatağına girdi. Buz gibi yatak alev alıyordu sanki. Kan akışını hissediyor gibiydi. Neler olmuştu az önce öyle?
YAKAN KIŞ 5
Güne günaydın mesajı ile uyanan oğlanın ağzı kulaklarına varmıştı yine. Gün boyu kızla muhabbet ediyordu artık. İyiden iyiye tanımaya başlamışalardı birbirlerini. Sohbetleri hiç tıkanmıyor ve sıkmıyordu. Oldukça memnundular hallerinden. Saatin nasıl geçtiğini fark edememişlerdi, bir anda akşam olmuştu sanki. Oğlan piri olduğu halde kızdan bir film tavsiyesi istedi, çünkü kızın fikirlerine çok saygı duyuyor ve onun tavsiyelerine önem veriyordu, kızda oğlana isim verirken daha önce oğlanın kendisine tavsiye ettiği filmi izlemek istedi. Oğlan bu anı daha özel kılmak adına kendisi de aynı filmi açtı ve aynı anda başlamak istedi filme. Fakat kız filmi telefonundan izleyecekti, bu yüzden mesajlaşmaları imkânsızdı. Oğlan ilk ve son kez film tavsiyesinde bulunmuş olduğunu fark etti. Onunla konuşamama durumuna düşmekten kaçınıyordu çünkü.