YAKAN KIŞ
Kışın soğuk rüzgârları, doğanın uykuya geçtiği ve her şeyin bir örtü altında gizlendiği bir mevsim getirir. Ancak bazen, en güzel hikâyeler kışın serin esintileriyle başlar. Bu hikâye, beyaz bir örtü altında filizlenen ve soğuk geceleri sıcak bir aşkla aydınlatan bir kış rüyasıdır. Kar taneleri gibi hafif başlar, ancak zamanla kalpleri karla kaplanmış iki kişiyi bir araya getirir.
Gözlerinde parlayan o sıcak ışık, yaklaşan kışa rağmen içini ısıtıyordu. Onunla tanışması, sanki baharın gelişi gibiydi. Kışın soğukları kaybolmuş, içindeki umutlar yeşerip yaz mevsimini müjdeleyen bir hissiyatla dolup taşmıştı. Adeta baharın müjdesini verir gibi, dondurucu havaya meydan okuyan içsel bir sıcaklıkla dolmuştu.
Birbirlerini keşfetme yolculuğuna çıktıkları an, kışın soğuk nefesi beklenmedik bir şekilde ete kemiğe büründü. İçleri ısınmış olsa bile fiziksel bir soğuma yüz göstermişti. Malum olan soğuktan kaçmak için ellerine geçen ilk fırsatı değerlendirdiler ve şirketlerinin düzenlediği bir organizasyona ekipçe katıldılar.
Bu gezinin heyecanı, kışın gri havasını geride bırakarak, onları birlikte daha ılıman ve renkli diyarlara doğru çekiyordu. Yeni maceralar ve sıcak anılar, onları birbirine daha da yaklaştırarak bu gezinin bir dönüm noktası olmasını sağlayacaktı.-
Güneşin gülümsediği sıcak memleketlere doğru bir yolculuk başladı. Uçsuz bucaksız kış manzaralarının yerini, altın sarısı kumsallar ve masmavi denizler aldı. Soğukluklar, sıcaklıklara dönüştü, kışın buzlu yolları yerini sıcak kumsallara bıraktı. İki kalp, sıcaklığın ve güneşin altında birbirine daha da yaklaştı.
Sıcak memleketteki günler, genç adamın içinde yeni bir soru filizlenmesine neden oldu. Her şeyin güzellik içinde ilerlediği bu sıcak atmosferde, oğlanın içindeki endişe gitgide büyüyordu. Kızdan alacağı cevaptan duyduğu korku, onu saran güzel anıları gölgelemeye başlamıştı.
Sıcak memleketten ayrılışları yaklaştıkça, genç adamın içindeki korku da bir o kadar arttı. Kışın geri dönüşü, sıcak günlerin yerini soğuk rüzgârlara bıraktı. Oğlan, içindeki endişe bulutlarıyla dolup taşarken, kızın kalbinin kapılarını çalmaktan çekiniyordu. Alacağı cevap, onun için bir muamma olmuştu ve içsel bir savaşın ortasında buldu kendini.
Kışın soğuk esintileri geri döndüğünde, oğlanın korkuları daha da belirginleşti. Sözlerini ifade etmenin, duygularını açıklamanın dondurucu bir soğuklukla dolu olduğunu hissediyordu. Kızın gözlerine bakmak, içindeki çırpınan korkularla dolu bir deneyimdi. Sıcak memleketin güzel günleri, şimdi geride kalmış gibi görünüyordu.
Oğlanın içindeki korku, aşkının sıcak memlekette başladığı günler boyunca büyümüştü. Ancak kışın geri dönüşü, ona gerçek bir sınav veriyordu. İçindeki dondurucu soğukla boğuşurken aşkın sıcak rüyasını sürdürme isteği onu sıcaklığa doğru yönlendiriyordu. Ancak cesaret toplamak ve duygularını ifade etmek için kendine bir meydan okuma olacaktı.
Sonunda, oğlanın içindeki kararsızlık yerini bir çeşit içsel bir sıcaklığa bıraktı. Kalbinin sesini dinlemeye ve içindeki korkularla yüzleşmeye karar verdi. Sözlerini ve duygularını ifade etmenin, korkularını aşmanın zamanı gelmişti. Sıcaklıkla boğulan sözleri, kalbinin derinliklerinden yükseldi ve kışın soğuk rüzgârlarını anlamıştı. Artık, alacağı cevaptan değil, içindeki gerçek hislerden korkmaktan vazgeçmişti. Kızın karşısına çıkacak ve kalbinin içindeki sıcaklığı paylaşacaktı...
Kış rüyası
Son baharın ilk günleriydi, iki yabancı birbirlerine ilk kez rastladıkları o anın sihrini yaşarken, oğlanın içinde bir ateş yanmaya başlamıştı.